21 Mayıs 2015

Affetmek

Hepimiz yaşamımız sürecinde birileri tarafından kırılmış, üzülmüş, aldatılmış, hayal kırıklığına uğratılmış ya da incitilmişizdir. Bu yaşadıklarımızın sonucunda da kızarız, öfkeleniriz, darılırız, kırılırız, içimiz acır ya da gururumuz incinir. Hissettiğimiz bu duygular ne kadar yoğunsa o kadar güçlü sabitleriz’’asla affetmeyeceğim’’  inancını içimizde. 
‘’Ebediyen, sonsuza dek, ne bu dünyada ne ahirette’’ gibi sözcükler kendiliğinden dökülür dilimizden. Bu hissettiklerimizle atarız bu zehrin tohumlarını yüreğimize, zihnimize. Kin ve nefret duygusuyla da beslenerek adeta filizlenir içimizde.
            Bu duygu durumunda ki birine ‘’hadi affet’’ derseniz inanın öfkeden çıldırtabilirsiniz. Yaptığınız bu teklif o anda dünyanın en zor şeyi gibi gelir. Kin ve nefret girdabı bizi yuttukça daha da besleriz bu ‘’zehirli filizi’ içimizde. Kendimizce bu şekilde hissederek cezalandırırız tüm bunlara sebep olanı ya da olanları. Oysa asıl gerçek, kişinin kendisini cezalandırmasından, kendisine işkence etmesinden başka bir şey değildir.  Bu durum, yaşamdan zevk almayı, insanların iyi yanlarını görmeyi engeller. Bugün artık bilinen bir gerçek de insanın ruh durumuyla sağlığı arasında çok kuvvetli bir bağ olduğu bilgisidir. Bu konuda yapılan araştırmalar kişilerin bir olayı ya da bir insanı affetmemesinin insan üzerinde psikolojik olarak çok ciddi bir baskı oluşturduğunu göstermiştir. Bu baskı sonucunda da insanın bağışıklık sisteminden kalp damar durumuna, sindirim sisteminden hormonal durumuna kadar tüm metabolizmasının, tüm fizyolojisinin etkilendiği bilinmektedir.. Bu satırlardan sonra sanıyorum konunun önemi daha bir anlam kazanıyor.
            Biliyorum affetmek, affedebilmek hiç kolay değildir ve belki de uzunca bir süreç ister. Bu çalışmayı önerdiğim kişiler ilk etapta ciddi reaksiyon gösteririler, bu durumda ben affetmenin içeriğinden, şimdi sizlere yazacaklarımdan bahsederim ve derim ki;
Affetmek yapılanı ONAYLAMAK asla değildir.
Affetmek YAPILANI HAFİFE ALMAK asla değildir,
Affetmek, YEDİĞİN KAZIĞI KABULLENMEK asla değildir,
Affetmek YAPILANI UNUTMAYA ÇALIŞMAK asla değildir,
Affetmek, AYNI HATALARIN TEKRARINA İZİN VERMEK asla değildir, 
Affetmek, O KİŞİYİ SEVMEYİ DENEYİMLEMEK asla değildir, 
Affetmek O KİŞİYİ YENİDEN HAYATINA SOKMAYA ÇALIŞMAK asla değildir.
Affetmek, POLYANACILIK OYNAMAK ASLA AMA asla değildir.
Affetmek, KAZIK YEMEYE HALEN DEVAM EDİYORSAN, BİRLİKTELİĞİNİ SÜRDÜRMEYE ÇALIŞMAK, OLANLARI GÖRMEZDEN GELMEK asla değildir.
Affetmek, YANAĞINA BİR TOKAT YEMİŞSEN ÖBÜR YANAĞINI ÇEVİRMEK asla değildir.
Affetmek SANA YAPILANLARI ARTIK HAKLI BULACAK YA DA YAPANLARI SUÇSUZ GÖRECEKSİN DENMEK asla değildir.
AFFETMEK nedir derseniz? Affetmek ruhsal bir iyileşmedir.

Affetmek, geçmişteki anıların boyunduruğundan kurtulmak, bu duygunun yaşamımızı kontrol altında tutmasına son vermek demektir.
Affetmek kırgınlığın, küskünlüğün, nefretin hapishanesinden özgürlüğe atılan adımdır.

Affetmek artık acıyı hissetmemektir.
Affetmek, geçmişten gelen olumsuz duygu yükünden, gece gündüz taşıdığın bu kamburdan özgürleşmektir.
Olayı hatırlamak ama bizi tüketen, yiyip bitiren duygu deposunu yok etmektir.
 Affetmek geçmişe takılı kalmaktan, yaşam enerjimizi geçmişe harcamaktan kurtulmaktır.
UNUTMAYIN!..

AFFETMEK GEÇMİŞİNİZİ DEĞİŞTİRMEZ AMA GELECEĞİNİZİN ÖNÜNÜ AÇAR.
AFFETMEK, ÖZGÜRLEŞTİRİR, YÜCELTİR, BAĞIŞLAYAN OLMANIN MÜKEMMELLİĞİNİ HİSSETTİRİR,
ONA HELALLİK VEREBİLME ERDEMİNE ULAŞMANIN HAZZINI YAŞATIR, YARADANI HİSSETMENİN EN MÜKEMMEL YOLUDUR...
Affetmemek ise;
Şu muhteşem güzellikte ki rengarenk dünyayı sadece zifiri karanlıkta görmektir.
Geceleri tavana gözlerini dikip affedemediğin kişiyi resmetmek, bu şekilde geceyi zehir etmektir.
Geçmişini karartan kişinin ve olayların bugününü hatta yarınını da mahvetmesine izin vermektir.
Affedememek bu kamburla gece gündüz yaşamak demektir, hatta pembeyi siyaha çevirmektir.
Şimdi yeni bir pencere açın ve bırakın anılarınız, acılarınız, hatıralarınız, kısacası geçmişiniz geçmişte kalsın, mümkün olduğunca onlara yapacağınız ziyaretlerinizi kısa tutun ve oralarda gezindiğinizi hissettiğiniz anda hemen şu ana gelin. Affederek yok edin içinizdeki ‘’zehirli fidanları’’ve gelecek için içinizde sevgi tohumları ekin her gün besleyin bu tohumları, bırakın fidan olsunlar. Sizde hayatınızın bu şekilde nasıl değiştiğini, güzelleştiğini görün… hoş geldin deyin neşeye, hazza, umuda, mutluluğa, huzura ve aşka.


Affedebilmenin erdemine ulaşmanız dileğiyle…
Buket ELBEYOĞLU

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder